DEKORATİF SANATLAR HAKKINDA

"Dekoratif Sanatlar" ne demektir?

Kendisi estetik değer taşıması zorunlu olmayan nesnelerin tasarlanması ve bezenmesiyle uğraşan sanat dallarına “Dekoratif Sanatlar” denir.
Bu tür nesneler çoğunlukla günlük kullanım eşyalarıdır. Seramik, mücevher ve dokuma ürünleri, cam ve madeni eşya, sepet işleri, mobilya, giyim eşyası, hatta bazen mimari düzenlemeler dekoratif sanatların uygulama alanına girer.

Sepetçilik ya da çömlekçilik gibi dekoratif sanatların bir çoğu genellikle el sanatları arasında da sayıldığı için, bu iki terim arasında kesin bir ayırım yapmak güçtür.
Dekoratif sanat teriminin bugün geçmişe dönük olarak Batı tarihinde gelişmiş bazı el işleri ve el sanatları için kullanılmasına karşın, dekoratif sanatların güzel sanatlardan ayırımı çağdaş bir olgu-dur. Dekoratif sanatların bir alt kategori olarak belirmesi, Sanayi Devrimi’nin, “el işi” nesnelerin niteliğini değiştirmeye başladığı döneme rastlar. Dekoratif sözcüğü belgelerde ilk kez 1791’de görülür. 19.yüzyılda terim, çoğunlukla makine ile yapılmış sanat ürünlerinin hepsi için kullanılmıştır. Zamanla dekorasyon, her yalın yüzeye uygulanabilecek bir tür sanatsal cila gibi görülmeye başlanmış, bu aşamayla birlikte de uygulamalı sanat terimi yaygınlaşmıştır. Bunun ardından dekorasyonun, satılabilir ürünlerin ekonomik biçimde üretilmesinin bir koşulu olarak görülmeye başlanması olgusu ise, endüstri sanatları teriminde çok uygun bir anlatım bulmuştur. Ama başını William Morris’in çektiği "Arts & Crafts" hareketi bu yaklaşımın karşısında yer almıştır. Bugün dekoratif sanatçılar, yüksek nitelikli seri üretim için tasarımlar yaptıkları gibi, tek nesneler üretmek üzere doğrudan bir zanaat alanında da çalışabilirler.

Aralarında RAFAELLO ve FRAGONARD’ın da bulunduğu geçmişin bir çok usta sanatçısı, bugün dekoratif sanatlardan sayılabilecek işlerle uğraşmışlardır. GOYA’nın ilk çalışmaları ise halı ve porselen üzerineydi.
Buna karşılık 19. yüzyılda ve 20. yüzyılın başlarında sanatçılar, iki tür sanat arasında belirginleşmeye başlayan ayırımı yansıtacak biçimde uzmanlaştılar. Ama bazı bağlamlarda bu ayırım, üstü örtülü bir hafifsemeyi da içeriyordu. Yakın dönemlerde, güzel sanat dallarından birçok sanatçı dekoratif sanatların ya da el sanatlarının araç ve tekniklerini benimsemiş; bunun sonucunda da güzel sanatlarla dekoratif sanatlar arasındaki ayırım daha da bulanıklaşmıştır. Örneğin, PICASSO seramik boyamış, SALVADOR DALÌ mücevher, FERNAND LÈGER duvar halısı ve dokuma, MARK CHAGALL ise vitray tasarlamışlardır.

Batılı olmayan kültürler genellikle dekoratif sanatları güzel sanatlardan ayırmazlar. Örneğin, Doğu Asya’da seramik, kaligrafi ve  (özellikle Japonya’da) çiçek düzenleme, Osmanlılarda hat, tezhip ve çinicilik yaratıcı birer sanat dalı olarak kabul edilir.

Kaynak: Ana Britanica